Anksiyete Bozuklukları

Kaygı Bozuklukları
19.Yüzyıl başlarında Nevroz (Çatışma) terimi, şimdiki bedende sinirlerin organik ya da işlevsel bir hastalığı karşısında kullanılan adıydı. Klasik olarak bireyde anksiyete ya da kaygıya karşı özel savunma davranışları ile kendini belli eden, bireyin gerçekte bağlantısının kopmadığı toplumsal uyumun genellikle fazla bozulmadığı, yoğun psikolojik rahatsızlıklara göre bütün işlevlerde bozukluğun hafif olduğu rahatsızlıklar kümesidir. Anksiyete bozukluklarında gerçeği değerlendirme yetisi bozulmaz. Yani hasta, hastalığını bilir. Kendi kafasındaki düşünceleri, korkuları saçma bulur. Neyin düşünce, neyin istek, neyin hayal, neyin düş ve neyin davranış olduğu ya da durumun dışarıda olan bir olay mı olduğu ayırt edilir.
Psikanalitik kurama göre nevrozlarda temel patoloji kaygıdır. Kaygının öznel ve nesnel belirtileri ya olduğu gibi yaşanır ya da bastırılır ve yerine özel savunma mekanizmaları ile oluşan belirtiler geçer. Örneğin yer değişme  savunma mekanizması ile kaygı asıl kaynağından özel bir nesneye ya da duruma aktarılır. Böylelikle fobiler, obsesyonlar kompulsiyonlar oluşur. Kaygı  önce bastırılır, sonra bedensel bir işlev bozukluğuna döndürülebilir. ve böylelikle Duygu yoğunluklu Çatışmalar(Histerik Nevroz) ortaya çıkar.

 Anksiyeteye dayalı bozukluklar;

1-Obsesif Kompulsif Bozukluk

2 Panik bozukluğu

3 Özgül ve Sosyal Fobi bozukluğu

4 Yaygın anksiyete bozukluğu

5 Somatizasyon bozukluğu

6 Konversiyon bozukluğu

7 Hipokondriyazis Bozukluğu

8 Beden dismorfik bozukluğu

 

Kaygı bozukluklarının yaşam boyu yaygınlığı % 13 ila % de 28 arasında olduğu bildirilmektedir Türkiye ruh sağlığı profilinde anksiyete bozukluklarının 1 yıllık yaygınlığı yüzde 6.7 olarak bildirilmiştir. Genelde toplumda en sık görülen Anksiyete bozuklukları Özgül ve Sosyal Fobi lerdir. Yaygınlığı en düşük olan kaygı bozukluğu ise obsesif-kompulsif bozukluktur(2011)

Günümüzde kaygı bozukluklarının tedavisinde en etkili terapi modeli Bilişsel Davranışçı Terapi modelidir.