Arnavutköy Psikolog, Psikolojik Danışmanlık Hizmeti

Arnavutköy psikolog; insanların davranışlarını ve zihinsel süreçlerini bilimsel yöntemler yardımıyla inceler. Danışanlarının şikayetçi olduğu davranışsal, zihinsel, bilişsel, ruhsal ve duygusal sorunları dikkatle dinleyen Arnavutköy psikolog, şikayet konusu problemlerin sağaltımı için kişiye özgü müdahale programı hazırlar, uygular ve sonuçları takip ederek ilgilileri bilgilendirir. Özetle, mesleki bilgi, birikim ve deneyimini kendisine danışan bireylerin yararına tahsis eder.

Arnavutköy Psikolog Hangi Alanlarda Çalışır, Hizmet Verir?

Arnavutköy psikolog yardımına konu edilebilecek başlıca sorunlar ve şikayetleri aşağıda sıralamış bulunuyoruz. Fakat, bunlara geçmeden önce özellikle belirtmemizde yarar var ki, bir psikoloğa başvurmak, ondan yardım almak için mutlaka şu tür sorunların veya rahatsızlıkların söz konusu olması gerekir gibi bir önermede bulunmak yanlıştır. Zira, birey, hayatının doğal seyri içinde rahatsız olduğu herhangi bir konu hakkında psikoloğa başvurabilir, danışmanlık hizmeti talep edebilir.

Panik Bozukluk

Halk arasında panik atak olarak bilinen panik nöbetlerine, anksiyete bozukluklarının tamamında rastlanabilse de panik bozuklukla karıştırılmamalıdır. Zira, panik bozukluk kendi başına ayrı bir hastalık olarak değerlendirilir. Panik bozukluk bulunan bireylerin genel tavır ve tutumlarında belirgin bir bozukluk gözlenmez; fakat, ani panik nöbetlerinde yoğun bir endişe ve panik hali söz konusudur.

Bireyin neredeyse tüm duygularına egemen olan bu korku kökenli panik nöbeti sona erdiğinde, bireyin en büyük korkusu nöbetin yeniden ne zaman yaşanacağıdır. Panik bozukluk bulunan bireylerde şiddetli ölüm korkusu, delirme endişesi ve özdenetimi kaybetme inancı belirgindir. Bunlara ilaveten çarpıntı, terleme ve titreme de eşlik edebilir.

Fobiler

Fobileri açıklamadan önce, korku ile karıştırılmaması gerektiğini, korkunun; karşılaşılan bir tehlike ya da tehdit karşısında gösterilen doğal ve koruyucu bir tepki olduğunu belirtelim. Fobi etkisi ise kişi, kendisini aşırı düzeyde tehdit ettiğini düşündüğü belirli bir nesne, durum veya etkinlikten sebepsiz yere ve daima korkar. Çok farklı fobi çeşitleri söz konusudur. Bunlardan bazılarını sıralayalım:

  • Agorafobi: tek başına kalmaktan, kalabalık yerlere (uçak, otobüs, sinema salonu, asansör vb.) girmeye karşı duyulan yoğun bir korku durumudur. Agorafobi, kişinin kalabalık yerlere girmekten kaçınma eğilimi göstermesine neden olur.
  • Sosyal Fobi: kişi, toplum içinde bir davranış sergilerken, konuşurken veya herhangi bir eylemde bulunurken aşırı bir güvensizlik ve bu güvensizlik nedeniyle korku hisseder. Sosyal fobisi bulunan kişiler kendilerini küçük düşürecek bir davranışta bulunmaktan korkar. Bununla birlikte, el titremesi, sesin titremesi veya kızarma gibi anksiyete belirtileri de gözlenir.
  • Özgül Fobiler: özgül fobiden kasıt, belirli durumlara veya nesnelere karşı hissedilen anormal korku halidir. Örneğin yükseklik fobisi, kapalı yer fobisi, karanlık fobisi en yaygın karşılaşılan özgül fobilerdir.

Obsesif Kompulsif Bozukluk

Obsesif kompulsif bozukluk, kişinin içinde bulunduğu saplantılar ve zorlantılar neticesinde günlük işlevlerinin önemli ölçüde olumsuz etkilenmesidir. Obsesif kompulsif bozuklukta istenmeyen düşünceler, anksiyeteye sebep olan imgeler veya dürtüler zihni ısrarla meşgul eder ve birey bu saplantılı düşünceleri mantık dışı bulsa da zihninden kovmak konusunda başarılı olamaz.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB); deprem, sel, terör, cinsel saldırı, savaş, trafik kazası gibi olağan dışı hallerde gecikmiş şekilde ortaya çıkan, yaşanan olayın sık sık hatırlanarak her seferinde tekrar yaşanıyor gibi hissedilmesine neden olan ve netice itibariyle kişinin aşırı korkuya ve telaşa hapsolmasına sebep olan bir bozukluktur.

Somatoform Bozukluklar

Somatoform bozukluğa sahip bireyler, gerçek sağlık durumuyla ilişkilendirilemeyen, açıklanamayan fiziksel şikayetlere ve rahatsızlıklara sahiptir.

Hastalık Hastalığı (Hipokondria)

Hastalık hastalığı, kişinin bedensel bir rahatsızlığı olmamasına karşın, fiziksel belirtileri yanlış yorumlayarak kendisinde bir hastalık olduğuna inanmasıdır.